Ailemizin fertlerinden biri öldüğünde, arkasında bıraktığı maddi ya da manevi olan her şey bizim mirasımızdır. Yani; murisin mirasçılarına geçebilen tüm malvarlığını oluşturan değerler ve kişiler haklar, miras niteliğini taşır. Muris ise miras bırakan kişi anlamına gelir. Tüzel kişiler muris olamaz. Mirasçı ise mirasın üzerinde hak iddia eden kişilerdir. Bu kişiler gerçek ya da tüzel kişi olabilir. Kan bağı varsa, sadece gerçek kişiler mirasçıdır. Miras bırakan kişinin ölümü ile mirasçılarına geçen tüm hukuki ilişkiler de tereke ismini alır. Miras Hukuku; muris ile mirasçı arasındaki ilişkileri düzenler.
Miras, kanuni yoldan kan bağı olan kişilere kalır. Bunun yanında kişinin evlilik dışı bir çocuğu var ise; ana açısından fark yoktur fakat baba ile evlilik dışı çocuklar arasında tanıma mahkeme kararı aracılığıyla oluşur fakat anne ile evlenme olduysa, soy bağı bu sayede kurulmuş ve evlilik içi mirasçı sayılırlar. Eğer ölmüş kişinin evlatlığı varsa, evlatlık olan çocuk, kan hısımı varmış gibi mirasa ortak olabilir aynı zamanda kendi ailesi varsa, o taraftan da mirasçı olabilir. Fakat evlatlık miras değildir. Miras hukuku sayesinde aile ilişkileri böylelikle düzenlenir.
Miras hukukunda, murisin ölümü halinde sağ kalan eşe ne düşeceği de belirlenmiştir. Murisin alt soyu ile birlikte mirasçı olursa mirasın dörtte biri kalır. Murisin ana ve baba tarafıyla birlikte mirasçı olursa mirasın yarısı kalır.
23 Mart 2017
5 Kasım 2015
4 Kasım 2015
3 Kasım 2015